Yazan : Ali Rıza İşipek
ali.isipek@gmail.com
2 senelik bir inşaat sürecinin sonunda yaklaşık 40.000 m2’ lik bir alan üzerinde 1 Temmuz 1959 günü kapılarını ziyaretçilere açmış olan İsviçre Ulaştırma Müzesi elli seneyi aşkın bir sürede giderek genişlemiş ve İsviçre’nin en fazla ziyaret edilen müzesi haline gelmiştir.
İsviçre Ulaştırma Müzesi Derneği tarafından işletilmekte olan Müzeyi yılda bir milyona yakın ziyaretçi gezmektedir. Yıllık bütçesi yaklaşık 500 Milyon TL ( 200 Milyon Euro ) olan ve 200 personelin çalıştığı müze, devletten herhangi bir destek almadan tamamen kendi gelirleriyle ayakta kalmayı başarabilmektedir. 2009 yılında bütçesinin % 10 kadarını bağışlardan geri kalan kısmını ise tamamen müze giriş biletleri, kongre merkezi, kafeterya, sinema ve diğer etkinliklerden sağlamıştır.
Ziyaretçi başına 500 TL ( 200 Euro) gibi oldukça yüksek, hatta inanılması çok güç olan bu rakamın elde edilmesinin arkasındaki gerçek ise İsviçre halkının satın alma gücünün çok yüksek olmasında ve müzenin gelir getirici neredeyse tüm imkanları sunmasından kaynaklanmaktadır. Girişin 60 TL, öğrenci biletinin ise 30 TL olduğu müzede, eğer sinemaya da girmek isterseniz 80 TL / 40 TL vermek durumundasınız. Yazıda bunlardan kısaca bahsedeceğim
Kar amacı gütmeyen bir dernek olduğundan da elde edilen bu kaynak, müzenin daha da geliştirilmesine ve koleksiyonun zenginleştirilmesine ayrılmaktadır. Her sene daha modern sergi alanları ve interaktif sunumların ağırlık kazandığı sistemler ve canlandırmalar müzeye ilave olmaktadır.
Müze sergi salonlarını beş ana tematik başlık altında toplamak mümkündür.
a. Demiryolları
b. Kara yolu Ulaştırması
c. Denizcilik
d. Teleferikler
e. Havacılık ve Uzay Yolculuğu
Demiryolu Ulaştırması :
Demiryolu teması müzenin belki de en zengin ve değerli koleksiyonunu ihtiva etmektedir. Bir çok eski lokomotif ve vagon salonlarda teşhir edilmektedir. Bunlar arasında 8.800 KW lık gücü ile zamanın en güçlü lokomotifi olan 235 tonluk LANDI modeli de yer almaktadır. İsviçre Demiryolları tarafından kullanılmış olan elektrikli veya stimli diğer modellerde yine salonlarda yer almaktadır.
70 m2. lik bir alanda yer alan ve 350 mt. ray uzunluğuna sahip bir tren modeli de yine ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekmektedir. İsviçre’de dağlar içindeki iki istasyon arasındaki tünelleri ve geçişleri temsil eden maket çalışması 30.000 saatlik bir çalışmanın sonucunda meydana getirilmiştir. Sekiz dakikalık bir süre içinde tren turunu tamamlamaktadır.
Bahçe içindeki minyatür bir tren ise yine özellikle küçük ziyaretçileri kısa bir parkur içinde gezdirmektedir. Diğer bir bölümde ise İsviçre ve Avrupa ulaşım tarihi için çok önemli olan GOTTHARD Tüneli açılış öyküsü anlatılmaktadır. Bir vagon içinde bu bölüme giren ziyaretçiler o dönem tünelin girişinde yer alan kasaba da yaşamı, tünel çalışmasında yer alan insanları ve günlük yaşamı izleyebilmektedir.
Karayolu Ulaştırması
Burada yer alan en ilginç sergileme “ Otomobil Tiyatrosu “ bölümündedir. Oldukça farklı ve teknolojik bir sergileme yöntemi uygulanan bu bölümde yine müzenin en çok ilgi çeken bölümlerinin başında gelmektedir. Otuzar dakikalık bölümler halinde 28 ziyaretçi bu bölüme alınmaktadır. İki kademeli yarım daire şeklinde yüksek bir bölümde ziyaretçiler önlerindeki kontrol paneli vasıtasıyla daha yakından tanımak ve görmek istedikleri aracı seçmektedir. Seçilen araç, paletler ve asansör sistemleri sayesinde ziyaretçilerin önündeki hareketli sahneye getirilmekte, bilahare burada 360 derece dönen araç tüm açılardan görülebilmekte, araçla ilgili bilgiler ve özellikler yine ekranlardan ve sesli olarak verilmektedir.
Bir yerde klasik müzelerdeki uygulamayı tamamen tersine çevirmiş olan bu sistemin ne kadar pratik veya gerekli olduğu tartışılabilir. Normal bir müze gezisinde siz beğendiğiniz veya ilginizi çeken aracın yanına gider onu istediğiniz kadar inceler, bilahare diğer araca geçersiniz. Burada ise siz ayakta duruyorsunuz, araçlar sizin önünüze geliyor. Oldukça orijinal bir sergileme yöntemi ancak tamamen farklı olabilmek adına yapılmış ve birazda sahip olunan teknolojiyi gösterebilmek adına yapılmış bir tasarım olarak değerlendirmek mümkündür. Çünkü hiç bir zaman çok sevdiğiniz bir modeli istediğiniz süre ve yakınlıkta incelemekten aldığınız zevki size vermeyen bir uygulama.
Bu bölümde yer alan diğer bir ilginç sergileme ise yaklaşık 4.000 matchbox modelin bulunduğu bölümdür. Burada da araba tiyatrosuna benzer bir konsept uygulanmıştır. Her birinde 100 matchbox arabanın bulunduğu 40 adet silindirik vitrinler bir ray üzerinde hareket etmekte ve seçtiğiniz silindirik vitrin önünüze gelmekte ve ziyaretçilerin modelleri daha yakından inceleme imkanı doğmaktadır. Bu sistem de tamamen otomobil fabrikalarında kullanılan montaj hattı bantları teknolojisi kullanılarak dizayn edilmiştir.
Karayolları bölümünde çarpma testlerinin yapıldığı alanlar, elektrikli ve hybrid araçların tanıtıldığı stantlar, ziyaretçilerin görüş kabiliyetlerini test edebileceği simülatörler yine ziyaretçilerin ilgi gösterdiği bölümler olarak göze çarpmaktadır.
Denizcilik, Havacılık ve Teleferikler ile ilgili bölümlerde yine benzer şekilde çeşitli objelerin sergilendiği, interaktif canlandırmaların yoğun olarak kullanıldığı ve dijital teknolojinin tüm imkanlarından faydalanıldığı yerler olarak tasarlanmıştır.
Müzede çocuklarda göz ardı edilmemiş ve onlarında eğlenerek ulaştırma sektörünü daha yakından tanımaları sağlanmıştır. Bu alanlardan en güzeli 450 m2 lik bir alanda kurulmuş olan “Yol yapım Parkı”dır. Çocuklara yol yapım tekniklerini ve uygulamalarını öğretmek amacı ile dizayn edilmiş olan bu parkta, inşaatta kullanılan malzemeler çocuklar tarafından taşınmakta, kazılar yapılmakta, bantlarda malzemelerin yükseğe taşınması sağlanmaktadır.
Trafik parkı denilen diğer bir bölümde ise, 3 – 12 yaş arası çocuklar pedallı arabaları kullanarak trafik işaretlerinin öğretildiği bir parkurda araçlarını kullanmakta ve önemli trafik işaretlerini uygulamalı olarak öğrenmeleri sağlanmaktadır.
Bisiklet parkurunda ise iki kişilik bisikletlerden, elektrikli bisikletlere, şehir bisikletlerinden dağ bisikletlerine kadar her çeşit bisikletin kullanımı mümkün olabilmektedir.
Müzenin gelir getirici bölümlerini ise, yemek, konferans ve sinema başlıkları altında toplamak mümkündür. 40 ile 440 kişi arasında farklı oturma kapasitelerine sahip dört adet restoran, 20 den 600 kişi kapasiteye kadar farklı kapasite ve özelliklerde seminer odası, auditorium, kongre salonu ve fuayeler ile açık alanlar, 3D filmlerin gösterildiği IMAX sinema, 18 mt. çapında doma sahip ve 230 koltuk kapasiteli planetaryumu bunların arasında sayabiliriz.
Bu alanlara ilave olarak tüm sergi salonları aynı zamanda değişik etkinliklerde kullanılabilmektedirler. Gerektiğinde Demiryolları Sergi salonu 600 kişilik oturma düzeninde bir restoran olarak ta kiralanabilmektedir.
Günümüzün bilgisayar ve medya teknolojileri de müzedeki 11 ayrı bölümde yine ziyaretçilere anlatılmaktadır. Radyo ve TV stüdyoları ile medya üretim stüdyolarında ziyaretçiler interaktif olarak bu stüdyoları kullanabilmekte, kendileri de bu üretimin bir parçası haline gelmektedirler.