Çanakkale savaşında ağlarla yakalanan denizaltılar, Çanakkale Savaşları deniz cephesinin en önemli yanlarından birisi de dünyada ilk kez denizaltı harbine tanıklık etmiş olmasıdır. İtilaf donanmasının boğaz önlerine. gelmesiyle birlikte İngiliz, Fransız ve Avustralya denizaltıları, Çanakkale – İstanbul hattında deniz nakliyatı yapan Osmanlı gemilerine karşı saldırı harekatına giriştiler. Osmanlı donanması bu denizaltıların Boğazdan geçişine mani olabilmek maksadıyla çeşitli önlemler almıştır.
Müttefik denizaltı harekatına karşı alınan tedbirlerin en etkilisi, Boğaz’ın genişliği 2.000 m, derinliği ise bazı yerlerde 100 m’yi bulan Nara Geçidi’nde kurulmuş olan denizaltı mania ağı olmuştur. Öncelikle 5 ve 7 Şubat 1915’te birinci mayın hattının önüne, balık ağları derecesinde hafif 3 ağ konmuş, sonradan yeterli olamayacağı anlaşılarak kaldırılmıştı.
Haziran 1915’te ağı yüzdürecek olan şamandıralar, İstanbul Limanı’ndan, telleri ise tersane ambarlarından bulunmuştur. Parça ağlar yüzdürücü ağaçlara bağlandıktan sonra 60’ar metre aralıklarla demirlenmiş olan şamandıralara asılmış, Oldukça zor olan bu iş sırasında elde edilen tecrübelere göre yüzdürücü ağaçların yerini sonradan boş mayın zarfları aldı ağların alt yakalarına eski taş gülleler ağırlık olarak bağlanarak, mania 17-18 Temmuz 1915’te teşkil edilmiştir.
Hemen her gün düşmanın yaptığı hava akınlarına ve arada sırada endirekt atışlarına rağmen 17 Temmuz 1915’te ağın üçte ikisi ve 28’inde tamamı yerine konur. Bir parçasının ağırlığı 2 ton, Bigalı’dan 450 m mesafedeki derinliği 90mt, ve en az derinliği 5,5 mt. idi. Başlangıçta 35-40 mt olan ağ, daha sonra 70 mt’ye kadar derinleştirilmiştir.
Denizaltıların; ağın altından veya bazen de ağı yırtarak geçmeyi başarmış olmaları, ağ üzerinde zaman zaman onarım yapılmasını gerektirmiştir. Kasım 1915’te şiddetli bir lodos fırtınası ile hasara uğrayan Nara Ağı kısa zamanda onarıldı.
Savaşın devamı süresince denizaltılar bu geçitten 27 defa girip çıkmışlardı. Geçişlerini daha da zorlaştırmak amacıyla, Nara ağının Güney tarafına Rumeli Yakası’ndan başlamak üzere, Ekim 1915’te ikinci bir ağ daha konmuş, bu engellerin korunması görevi ise motorgambotlar ile Nara ve Bigalı’ya konan top bataryalarına verilmiştir.
27 Eylül 1915’te bir mania komutanlığı kurulmuş ve emrine; bir deniz müfrezesi, Bigalı Bataryası, Nara Bataryası, Nara Kulesi’nde bir adet 75 mm’lik top, 900 mm’lik bir ışıldak, 32 no’lu römorkör ve 20 no’lu motorgambot verilmiştir.
Ağ başındaki nöbetçi gemiler bir denizaltı tespit edildiği takdirde suya sarkıtmak suretiyle üzerinde patlatılacak tahrip kalıplarıyla donatılmışlardı. Nara Ağları harbin sonuna kadar yerlerinde kalmış ve Anadolu Hamidiye Tabyası’ndaki sualtı dinleme aletiyle birlikte kullanılmıştır. Nara civarında oluşturulan denizaltı ağ maniaları marifetiyle İngiliz ve Fransız denizaltıları adeta bir balık gibi yakalanmıştır.
Yüzbaşı Cochrane komutasındaki İngiliz E-7 denizaltısı 4 Eylül 1915 02:00’da Kephalo Koyu’ndan hareket ederek, bir engelle karşılaşmadan Çanakkale Boğazı’na ulaşmıştır. Osmanlı gemileri, 18 ve 20 numaralı motorlu gambotlar ile 32 numaralı devriye botu, Nara’da devriye vardiyasındaydı. E-7, 35 metre derinlikte 13 ve 14 numaralı şamandıralar arasındaki ağa takılır. 07:00’de Osmanlı devriye gemileri şamandıraların aşağı çekildiğini Çanakkale’deki donanma üssüne rapor ederler.
E-7’de herkes geminin kurtulması için çalışmaktaydı, ancak öğleden sonra bataryalar zayıflamaya başlar. Gün boyunca denizaltı iki mayına çarpmış olmasına rağmen önemli bir hasar almaz ancak patlamalar Osmanlı devriyelerini harekete geçirerek, denizaltının konumu hakkında tam bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır.. Bir işkampavya ile 19:30’da denizaltının rapor edildiği yere atılan patlayıcılar 35 mt. derinlikte patlar.
E-7, 19:45’te satha çıkarak, mürettebatı gemiyi terk etmeye başlar Yzb. Cochrane ve 31 denizaltı personeli 18 numaralı gambot tarafından esir alınır. Teslim öncesi mürettebatı tarafından E-7’nin karinası delinir ve bot batırılır. Denizaltı batarken ağ ve şamandıraları da beraberinde sürüklemiştir.
E-7 haricinde Fransızların Mariotte denizaltısı da benzer bir şekilde bu ağ sayesinde yakalanmıştır.